Velayet Nedir? Velayetin Kazanılması ve Kaldırılması
1.Velayet ve Kapsamı
Velayet; ergin olmayanların (18 yaşından küçüklerin) ve hakim tarafından kısıtlanan ergin çocukların bakım ve eğitimlerinin sağlanması amacıyla anne babaya tanınmış hak ve ödevleri ifade eder. Medeni Kanunla yalnızca anne ve babaya velayet hakkı tanınmıştır. İleride detaylı bahsedeceğimiz velayetin kaldırılması halinde çocuğun bakımını ve korunmasını üstlenen yakın akrabasına çocuğun velayeti değil vesayeti verilmiş olur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2005/7730 K. 2005/9943 sayılı kararında:
‘Türk Medeni Kanununun 335. maddesinde “Ergin olmayan çocuk ana ve babasının velayeti altındadır.” hükmü yer almaktadır. Aynı Kanun’un 404. maddesinde de velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınacağı düzenlenmiştir.
Sözü edilen yasal düzenlemelere göre velayet hakkı, münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup, evlat edinme hali hariç, anne ve baba dışında hiç kimseye tevdi olunamaz.’ Şeklinde karar verilmiştir.
Anne- baba veli olması sebebiyle kanunda sayılan şu haklara ve ödevlere sahiptir:
- Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar.
- Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür.
- Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar.
- Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terkedemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz.
- Çocuğun adını ana ve babası koyar.
- Ana ve baba, çocuğu olanaklarına göre eğitirler ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâkî ve toplumsal gelişimini sağlar ve korurlar.
- Ana ve baba çocuğa, özellikle bedensel ve zihinsel engelli olanlara, yetenek ve eğilimlerine uygun düşecek ölçüde, genel ve meslekî bir eğitim sağlarlar.
- Çocuğun dinî eğitimini belirleme hakkı ana ve babaya aittir.( Ergin, dinini seçmekte özgürdür.)
- Ana ve baba, velâyetleri çerçevesinde üçüncü kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisidirler.
- Velâyet altındaki çocuk, ayırt etme gücüne sahip ise ana ve babanın rızasıyla aile adına hukukî işlemler yapabilir; bu işlemlerden dolayı ana ve baba borç altına girer.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2005/10416 K. 2006/11401 sayılı kararı
(… )Dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, küçüklere karşı açılacak davalarda küçüklerin pasif dava ehliyetinin bulunmamasına, bu davalarda küçükleri kanuni temsilcilerinin temsil edecek olmasına, TMK.nun 342. maddesi uyarınca, anne ve babanın üçüncü kişilere karşı çocukların yasal temsilcisi olmaları nedeniyle davanın küçüğü temsilen anne ve babasına karşı açılmasının mümkün bulunmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. (…)
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/2-3117 K. 2018/1278 sayılı kararı:
(…) 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 337, 340, 342 ve 346. maddeleri uyarınca velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar.
Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına dair hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir.
Ana ve babanın çocukların kişiliklerine dair hak ve ödevleri, özellikle çocuklarına bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır.
Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz.(…)
2.Velayetin kazanılması
Çocuk evlilik birliği içinde doğmuş ise;
Anne ve baba doğumla velayet hakkına sahip olmuştur.
Çocuk evlilik birliği dışında doğmuş ise;
Doğumla beraber anne ile çocuk arasında soy bağı kurulacağından velayet hakkı anneye aittir. Babanın velayet hakkı olması için öncelikle soy bağının kurulmuş olması gerekir.(Babalık davası açılması, tanıma, anne babanın evlenmesi ile çocukla baba arasında soy bağı kurulur.)
Evlat edinme söz konusu ise;
Çocuğun asıl anne-babasının velayeti sona erer ve çocuk evlat edinen anne-baba/evlat edinen eşin velayeti altına girer. Çocuğu eşlerden biri evlat edinmişse diğer eşin velayeti altına girmez.
Üvey çocuklar üzerinde velayet;
Çocukların öz anne-babası olmayan eşin, üvey çocuklar üzerinde velayeti yoktur. Ancak Medeni Kanun 338 uyarınca ;’ Eşler, ergin olmayan üvey çocuklarına da özen ve ilgi göstermekle yükümlüdürler. Kendi çocuğu üzerinde velâyeti kullanan eşe diğer eş uygun bir şekilde yardımcı olur; durum ve koşullar zorunlu kıldığı ölçüde çocuğun ihtiyaçları için onu temsil eder.’
3.Velayetin kaldırılması
Medeni Kanun 348: Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim aşağıdaki hâllerde velâyetin kaldırılmasına karar verir:
- Ana ve babanın deneyimsizliği,
- Ana ve babanın hastalığı,
- Ana ve babanın başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi.
- Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi
- Ana ve babanın çocuğa karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması.
Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır. Kararda aksi belirtilmedikçe, velâyetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2017/2-1587 K. 2018/1147 sayılı kararında babanın başka bir yerde yaşaması nedeniyle velayetinin kaldırılmasına hükmetmiştir:
(…)Somut olayda davacının kızı ile davalının evlilik birliklerinin devam etmesine karşın ayrı yaşadıkları, müşterek çocuk …’ın anne yanında kaldığı, ancak annenin intihar etmek suretiyle hayatına son verdiği, davacı dedenin ise kızının vefatından sonra torununa baktığı ve çocuğun tüm tedavisi ile ilgilendiği, bir süre sonra da …’in babası olan davalının asker olduğunu ve çocuğa çalıştığı bölgede bakmasının güç bulunduğunu belirterek dava açtığı anlaşılmaktadır. Bu durumda küçük ile davalı baba arasında menfaat çatışmasının bulunduğu açıktır.(…)
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2003/1468 K. 2003/2770 sayılı kararında annenin birlikte yaşadığı şahsın kızına gösterdiği uygunsuz davranışlarına ve cinsel istismarına karşı çıkmaması nedeniyle velayetin kaldırılması gerektiğine karar verilmiştir:
(…) Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşulara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi atanabilir. ( TMK. md. 349 ) Küçük Ece 25.3.1997 doğumlu olup anne ve babasının boşanması sonucu yaşının küçüklüğü nedeniyle velayeti annesine verilmiştir. …. Davalı ile Abdullah isimli evli ve çocuklu şahsın 1999 yılından beri evlilik dışı birlikte yaşadıkları anlaşılmaktadır. Küçük Ece … poliklinikte tetkik ve takibinin yapıldığı dönemde görüşmeyi yapan doktora annesinin birlikte yaşadığı şahsın kendisine karşı uygunsuz davranışlarını anlatmıştır.
(…)Toplanan delillerle; velayeti elinde bulunduran annenin çocuğa karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsakladığı, olayda velayetin kaldırılması koşullarının gerçekleştiği ( TMK. md. 348 ) anlaşılmaktadır. Davalı anneden velayetin kaldırılarak çocuğa vasi tayini için ihbarda bulunulması gerekirken yazılı şekilde davanın reddi doğru değildir.